8 Haziran 2016 Çarşamba

Mutlu et ki mutlu olasın! Sev ki sevilesin! Yaşat ki yaşayasın!



Bu günleri iyi hatırla dost.Özlemle anacağın bu günleri...Belki çoğunu hatırlayamayacağın ama yüzündeki gülümsemeye engel olamayacağın bu günleri iyi hatırla.Gittiğin yollara iyi bak, ezberle her bir adımını.Bir kez daha selam ver o her gün gördüğün köpeklere, bir kez daha gülümse gökyüzündeki kuşlara. Onların her birinin senin yaşamını oluşturduklarını unutma. Bir gün bu diyarları terkedip gideceğini unutma dost. Bu diyarların senin varlığınla senin ise bu diyarların varlığıyla var olduklarını unutma.
   Bak gördüğün her insana bir kez daha. Gör içindeki endişeleri, sevgileri, acıları... Sev onları acısıyla tatlısıyla. Mutlu et yaşamış ve yaşayacak her canlıyı. Bak o zaman nasıl da güzelleşiyor tüm dünya!

27 Eylül 2015 Pazar

MUTLULUKTA NİRVANA

             


Sıradan mutluluğu yaşayarak kendimi şanslı sayarken ister istemez halimden şikayet ederken buluyorum kendimi.Hüzün duyamadığım için bir tarafım eksik...Yaşamı tam anlamıyla yaşayamıyormuşum gibi biraz.Yine kıskanıyorum acısıyla mutluluğu tadanları.Hüznüydü korkusuydu neşesiydi derken hayatı sonuna kadar yaşayanları.Sorguluyorum yine kendimi bizimki gerçek mutluluk mu diye.Dertsiz tasasız bir yaşamda mıydı gerçek mutluluk yoksa acısıyla korkusuyla mı gerçek mutluluktu?Ne kadar hissedebiliyordum acaba yaşamı?Ne kadar hissedebiliyordum duygularımı?Hep gelen sıradan mutluluk muydu en güzeli yoksa arada bir gelen ama geldi mi tam gelen miydi gerçek mutluluk?
  Yine girmiştim bir karmaşanın içine diye düşünürken ellerim sanki cevabın orada olduğunu bilir gibi gitmişti defterlerimden birine.Ne zaman yazdığımı hatırlayamadığım bir söz karşıladı beni sanki bu karmaşanın içinden çıkarmak istercesine                                                        
         ''Hiç acı çekmeseydik kalır mıydı                        değeri mutluluğun?''

18 Ağustos 2015 Salı

Kararımda ''BEN'' Varım

 
Düşünmeden aniden verdiğin kararlarda gizlidir hayat.Üstünde düşünülmüş ne bir kurgu ne bir plan vardır.Ne bir neden ne bir sonuç vardır.Ne bir çıkar ne bir zarar vardır.Ama işte tam orada tam o sırada verdiğin kararlarda kişiliğinin yansıması vardır.Özgürlüğün vardır.Doğallığın vardır.Yaşamın sana duyduğu saygı vardır.
     Belki sonradan duyacağın pişmanlıktır ama senin kararındır.Belkide hayatın boyunca kendi kendine verdiğin tek karardır.Belkide insanların senin kişiliğine saygı duyduğu tek karardır.
     İşte bu yüzden aniden aldığın ve sonuna kadar arkasında durduğun kararlardır hayatını değiştiren.Dönüm noktasıdır o anlar.Birey olmanın,insan olmanın,özgür olmanın başlangıcıdır...

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Ölümün Soğukluğunda



Bir ölümü daha kaldırabilir miydi bu beden?Yapabilir miydi gerçekten?Yaşamaya devam edebilir miydi?Yaşamın eksik olduğunu bildiği halde hiç bir şey olmamış gibi yaşayabilir miydi?Keşke o da olsaydı demekten vazgeçebilir miydi?Onsuz da yaşayabilir miydi?Onu görmeden sesini duymadan yaşayabilir miydi?Onun eksikliğini doldurabilir miydi bu kalp?Peki ya gözlerim bu kadar göz yaşında dayanabilir miydi?Onun gözlerine tekrar bakmadan yapabilir miydi?O son anlarını hafızasından silebilir miydi?Onsuz bir hayat olabilir miydi?Ellerim ona dokunmadan yapabilir miydi?Onun yerine mezarına dokunabilir miydi?Tenindeki o sıcaklığı bir kez daha hissedebilir miydi?Sahi bedenim bunların hepsini kaldırabilir miydi?

23 Haziran 2015 Salı

Aşk...



Aşk..En saçma eylem.En çok arzu edilen aynı zamanda en çok korkulan.Dünyanın en güçlü insanı yaparken bir o kadar da güçsüzleştiren. Mutlulukların ve üzüntülerin en büyüğünü yaşatan.Seni hayata bağlayan ya da seni hayattan koparan.Bütün zıtlıkları içine alıp uyum                                                                                                                 oluşturan..

15 Haziran 2015 Pazartesi

Gece...

 Bir derviş misali gezmek isterdim bu gökkubbenin altındaki her bir diyarı.Her yerde bu kadar güzel miydi bu gece?Bu kadar sessiz bu kadar huzurlu...Herkes bu güzelim geceyi görecek kadar şerefli miydi yoksa gece mi bu kadar şefkatliydi?
    Ah şu gece...Benim bakmaya doyamadığım gecem.Her gün ölüp de bir daha seni göremezsem diye geceleri uyumaya kıyamadığım.Baktıkça hayran kaldığım,seyre doyamadığım.Her gün aşk-ı ilan ettiğim.Her bir sevincimi üzüntümü paylaştığım.Hem dostum hem sevgilim...

8 Haziran 2015 Pazartesi

Sevme beni be üstadım!

Sevme beni be üstadım...Ben ne sevilmeyi becerebildim ne de sevmeyi.Ne koşulsuz,şartsız sevebildim;ne de koşulsuz,şartsız seveni sevebildim.Ben sevmeyi de sevilmeyi de hiç haketmedim ki üstadım.Ben hiç bir zaman sevme fikrine aşık olmadım ki.Ben sevme fikriyle tanışmadım bile.Ben sevmek ne demek öğrenmek bile istemedim ki.Ben hep sadece ve sadece ben olarak kalmak istedim.Bir başkası hep fazla geldi bana.Ben hep ben olarak kalmalıydım,başkasına bağlı olmadan,başkasını düşünmeden...Yeni insanlarla bir bir tanışıp sonra bir bir unutmalıydım.Kimse kalıcı olmamalıydı benim hayatımda.Ne sevgi,ne aşk,ne dostluk...Hiç biri olmamalıydı.Ben sadece ve sadece ben olarak,hiç bir şeyi ve hiç kimsesi olmayan ben olarak kalmalıydım.İşte bu yüzden sevme beni be üstadım...